Yüzölçümü : 3001 km2
Nüfusu : 43.115
İlçe Merkezi : 13.499
Köyler : 29.616
Rakım : 1150 m.
Yunak, pek çok medeniyetin uğrak yeri olmuş ilçelerimizdendir. Lidya devletinin Kral Yolu (Altın Yolu) Yunak İlçemizden geçmektedir. Sivrihisar'a bağlı Ballıhisar'daki yol kalıntıları kral yolu konusunda bilgi vermektedir. Yunak ve çevresinin ormanlarda kapalı olduğu ve yaygın olarak bağcılık yapıldığı, günümüzde elegeçirilen buluntulardan anlaşılmaktadır.
Yunak, adının kaynağı ile ilgili çeşitli görüşler vardır. Bunlardan birisi Karataş deresinde çamaşır ve hayvanlarını yıkayanların isteklerini anlattıkları "Yunak(Yıkanalım)" kelimesidir. İkinci görüşe göre Turgutlular koyun ve kuzularını Karataş deresinde yıkamışlar ve temizlenen hayvanlara bakarak "Yünü Ak" demişlerdir. Bu değiş zamanla "Yunak" biçimine dönüşmüştür.
1912 yılına kadar Çeltik kasabasına bağlı olan Yunak, sonradan Hatırlı'ya bağlanmıştır. İlçe merkezinin Cihanbeyli'ye alınması üzerine Akşehir'e bağlanan Yunak, bucak statüsü kazanmış, 1953' te ise ilçe vasfını kazanmıştır.
Yunak ilçemiz, Konya'nın kuzeybatısında yer alır doğusunda Cihanbeyli, batısında Emirdağ ve Sultandağı, güneyinde Ilgın, Kadınhanı, Sarayönü güneybatıda Tuzlukçu, kuzeyde Polatlı, Haymana ve Çeltik ile sınırı vardır.
Yunak tarihini araştırdığımızda, önceleri hayvancılığın ağırlıklı olduğunu görüyoruz. Ticaret amacı güden tarımsal çalışına yapılmakta, kendi ihtiyaçlarını giderecek kadar ekim yapılmakta, kendi ihtiyaçlarını giderecek kadar ekim yapılmakta idi; zamanla verimli çeşitlerin ve sulanır alanların artması nedeniyle, tarım sektöründe gelişmeler görülmüştür.
Cumhuriyet dönemi sonrası ekonomisi tamamen tarım ve hayvancılığa bağlı olan Yunak, günümüzde de bu özelliğinden pek bir şey kaybetmemiştir. Bugün, yerleşmenin merkezini resmi binaların, dükkan, mağaza ve diğer bazı işyerlerinin yer aldığı, halkın çarsı dediği Hükümet Caddesini çevreleyen yerer oluşturmaktadır. Yunak, günümüzde; Karataş, Yeni, Esentepe, Selçuk, Fatih ve Esme isimleriyle bilinen altı mahalleden oluşmaktadır. İlçenin halen 5 kasabası, 31 köyü, 5 mezrası ve 22 yaylası vardır.
Yunak merkezinde Mağara ve sığınaklar ile sur kalıntıları, Turgut Kasabası Miskamit şehir Harabeleri, Harunlar köyündeki kale yıkıntıları, Hursunlu köyü Taşkınlar yaylasındaki kale ve içindeki şehir harabeleri, Piribeyli Kasabasının Samıt ve Kapaklı mevkiindeki Pissiya şehri kalıntısı, aynı yerin Malçıskan mevkiindeki yığma hüyük ve Lahid kalıntıları, yine Karagöz Ağılı Mevkiindeki kilise ve şehir harabeleri buranın tarihi ve turistik yerleri olarak tanınmaktadır.
Yüzölçümü : 81 km2
Nüfusu : 5.603
İlçe Merkezi : 5.368
Köyler : 235
Rakım : 1002 m.
İlçemiz Yalıhüyük , Bozkır’ ın bir kasabası iken 1990 yılında İlçe hüviyeti kazanmıştır. Tarihi, çevre ilçeler ve Konya Tarihi ile ortak özelliklere sahiptir. Yaklaşık 200 yıl öncesi toprak kayması görülmesi üzerine Suğla Gölü yakınına taşındığı bilinmektedir. Yeni yerleşim yerinin seçilmesinde Suğla Gölü alanının daralması ve gölden daha fazla yararlanma arzusunun dikkate alındığı ifade edilmektedir.
Yalıhüyük ilçe merkezindeki Hüyük ve çevresi "Sit Alanı" ilan edildiğinden imara kapatılmıştır. Hüyük'te bugüne kadar hiçbir arkeolojik araştırma ve kazı yapılmadığından Yalıhüyük ilçesinin tarihine kaynak olacak bilgilere ulaşılamamıştır.
Yalıhüyük'ün ismini çevrenin coğrafi özelliklerine uygun olarak aldığı sanılmaktadır. Bulunduğu mevkide göl alanının bulunması (evlerin göl bitişiğinde oluşu) ve höyük kenarında kurulan yerleşim yerinin höyük ile göl arasında olması nedeni ile gölden Yalı höyükten de HÜYÜK adını alarak her ikisinin birleşmesi ile YALIHÜYÜK ismini aldığı sanılmaktadır. Fazla tarihi unsur bulunmamakla birlikte, ilçe merkezinde bulunan minarenin üzerindeki kitabede Rumi 1296 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Bizanslılardan kalma resimli taşlar bulunmuş, bu taşlar halk tarafından çeşitli zamanlarda çeşitli binaların yapımında kullanılmıştır.
Kuzeyde Seydişehir, güneyde Ahırlı, batıda Akseki ve doğuda Bozkır ilçeleriyle çevrelenmiş olan Yalıhüyük, engebesiz bir alanda kurulmuştur. Suğla Gölü'nün hemen yanında yer alan Yalıhüyük'te hayat göl sularının çekilmesiyle ortaya çıkan verimli arazilerde yapılan tarım faaliyetleriyle devam etmektedir.
Yalıhüyük'ün güneybatısında bulunan Toros Dağlar'ındaki gölcük yaylası, her yıl yaylacılık merkezi olarak kullanılmaktadır. Yalıhüyük ilçe merkezinde Belediye teşkilatı 1972 yılında kurulmuştur. Arasöğüt ve Saray köyleri ile Mutlu yaylası Yalıhüyük'e bağlı yerleşim yerleridir.
Yalıhüyük ekonomisinin en önemli geçim kaynağı tarımdır. Suğla gölündeki suların çekilmesi ile ortaya çıkan verimli tarım arazisi ve diğer tarım arazilerinde başlıca tarım Ürünü olarak 3.500 ton buğday, 1.500 ton arpa, 700 ton. Nohut, 11.000 ton elma üretilmektedir. 1998 yılında 579 dekar alanda şeker pancarı üretimi başlamıştır.
Gölcük Yaylası, Yalıhüyük'ün Bozkır -Antalya yolu ile toros dağlarının bağlandığı yerde çam ağaçlarıyla bezenmiş, kekik kokusuyla süslenmiş bir yaylasıdır. Burada çeşitli etkinliklerin sergilendiği "Gölcük Yaylası Şenlikleri" düzenlenmektedir.
Yüzölçümü : 353 km2
Nüfusu : 15.175
İlçe Merkezi : 5.705
Köyler : 9.470
Rakım : 1.150 m.
Ahırlı ilçemizin tarihi hakkında detaylı bilgi olmamasına rağmen, geçmişi M.Ö. 2000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Bölgede bulunan tarihi eserlerden de anlaşılacağı üzere Türklerden önce burada, Bizans İmparatorluğu hüküm sürmüştür. 1071 Malazgirt Savaşından sonra Anadolu’ nun kapısının Türklere açılması ile birlikte Anadolu’ ya Türk akınları yapılmıştır.
Büyük Selçuklu Hükümdarı Melihşah döneminde Kutalmışoğlu Süleyman Şah Anadolu’ ya akınlar düzenlemiş ve bu akınların sonuncunca İznik’ e kadar ilerlemiştir. Süleyman Şah Konya’ ya geldiği zaman burasını fethetmiş, ilçemizin bulunduğu bölgeye de akıncılarını göndererek buranın fethini de sağlamıştır. Bu tarihten itibaren Ahırlı bölgesi Türk hakimiyeti altına girmiştir. Konya’ nın Türkleştirilmesi esnasında Ahırlı bölgesine, Orta Asya’ dan (Horasan) Türk aileleri gelerek yerleşmişlerdir.
GEÇMİŞTEN BU GÜNE AHIRLI
Ahırlı ilçesi, antik çağlarda Asia Mineur olarak bilinen Anadolu’ da İç Anadolu platosunun güneyinde bulunan İsauriç bölgesinde yer alır. Kuzey ve Kuzeydoğusu; Lykaonia, batısı; Pisidia, güney ve güneybatısı; Pamphilia, güneydoğusu; Cilicia ve Capadokia bölgeleri ile çevrili bulunan İsauria bölgesinin sınırları içindedir. Bu bölge M.Ö. 2000 yıllarında Anadolu’ da büyük devletler kuran Hititler, Persler, İskitler, Kimmetler ve Bergamalıların hakimiyeti altına girmiştir. Buraya M.Ö. IV. Yüzyılın son çeyreğinde Büyük İskender İmparatorluğu hakim olmuştur. M.Ö. I. Yüzyılda Büyük Roma İmparatorluğunun sınırları içine girmiştir. 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferine kadar Bizans’ ın hakimiyetinde kalmıştır.
Toros dağlarının sarp, geçit vermeyen vadileri ve tepelerinde yaşayan İsauira halkının geçim kaynağını korsanlık ve esir ticareti teşkil etmiştir. Bölgede toprak kesiminin az oluşu ve tepelik olması sebebiyle halk, bu tepeleri bir yere toplayarak araziye kazma ile buğday ekerek hayatlarını sürdürmüştür. Bölge halkı, Akdeniz’deki limanlardan faydalanarak, Toros Dağlarını üst olarak kullanmışlardır.
Ahırlı bölgesi, İstanbul’ u fethetmeye gelen İslam gazileri tarafından İslamlaştırılmaya başlanmıştır. Bu mücahid gaziler Anadolu’ nun Hristiyan, Rum, Ermeni ve Süryani halkı ile dini ve kültürel yönde münasebetlerde bulunarak Malazgirt’ten üç asır önce Müslüman-Türk ordularına zemin hazırlayarak bölgenin fethini kolaylaştırmışlardır. Bu manevi liderler arasında Ahırlı Erdoğan Köyünde medfun bulunan Şeyh Muhammet Celalettin Hazretleri başta gelir.
Ahırlı, Anadolu’ nun fethinden sonra özellikle, Haçlı seferlerinde Kıbrıs ve Alanya’ dan Anadolu’ ya saldıran Haçlı sürülerine karşı Anadolu Selçuklularının da Bizanstan beri devam eden askeri ve atlı birliklerinin at tavlalarının bulunduğu bir askeri merkez ve üst olarak görev yapmıştır. Bu görevi yapan İçel Türkmenlerinden olan Dodurga Oğuz Beylerinden meydana gelen, Ahurlu Beyleri, o dönemden beri bölgeyi kahramanca savunmuşlardır. Atların yetiştirildiği bu ahırlar ; eski camii (Aşağıoluk ve Hansıdı) mevkiinde bulunan yoldur. En eski yerleşim bölgelerinde Dodurga, Doğancı Deresi ve Gavur Öreni mevkileridir. O dönemlerde, Ahırlı’nın su ihtiyacı da eski camii altında bulunan su sarnıcından karşılanmaktaydı.
1963 yılında Belediye Teşkilatı kurulan Ahırlı, Bozkır ilçesinin Nahiye merkezlerinden biri idi. 09.05.1990 tarih ve 3644 Sayılı 130 İlçe Kurulması Hakkında Kanun ile Bozkır İlçesinden ayrılarak, Akkise Kasabası, Aliçerçi, Bademli, Balıklava, Büyüköz, Çiftlik, Erdoğan, Karacakuyu, Kayacık, Kuruçay ve Küçüköz köylerinin kendisine bağlanması ile İlçe olmuştur. Ahırlı, 31 Temmuz 1991 tarihinden itibaren de ilçelik faaliyetine başlamıştır.
Ahırlı ilçemiz yemeklerini klasik yemekler dışında, düğün pilavı, keşli ekmek (saç böreği), gölle , su böreği, arabaşı ve köpük helva oluşturmaktadır.
Ahırlı'nın Coğrafi Yapısı
Ahırlı, Suğla Gölünün doğusundan itibaren yavaş yavaş yükselen bir set üzerinde kurulmuştur. Güneyinde Toros sıra dağları uzanır. Doğusunda Bozkır, batısında Yalıhüyük ve Seydişehir İlçeleri, kuzeyi Akören İlçeleri ile çevrilidir. İlçe sınırları içerisinde Toros Sıra Dağlarının kuzeyinde ve eteklerinde çeşitli yaylalar mevcuttur. Bunlar; Aşağı Yayla(Bademli Yaylası), Bartlı Yaylası, Sülek, Gölcük, Karacakuyu Yaylası, Aşağı ve yukarı Sazaklar, Kayacık, Çiftlik, Erdoğan Köyü Yaylalarıdır. Bahar aylarında bu yaylaların bazılarına göç yapılır.
Ahırlı İlçesi 37-38 enlem, 32-33 boylam daireleri arasında yer alır. Denizden yüksekliği 1200 metre, yüzölçümü 49.000 hektardır.
Ahırlı ilçesinin kuruluş yeri engebelidir. Yerleştiği alan sağlam kalkerlerden oluşmuştur. Deprem haritasında 4. dereceli deprem bölgeleri içerisinde gösterilmektedir. İlçe sınırları içerisinden geçen bir akarsu yoktur. Yalnız, İlçeye bağlı Akkise Kasabası ve Balıklava Köyü arazilerinden Beyşehir Kanalı geçerek, Apa Barajına dökülür. İlçenin iklimi İç Anadolu ve Akdeniz iklimlerinin özelliklerini taşır.
Yüzölçümü : 448 km2
Nüfusu : 67.288
İlçe Merkezi : 11.068
Köyler : 56.220
Rakım : 1245 m
Hüyük ilçesinin tarihi MÖ. 2000 yıllarında Hititler'le başlamaktadır. Bu dönemden kalan en önemli eser Eflatun Pınarı Anıtıdır. Asur, Friğ, Lidya, Pers, Büyük İskender ve Romalılar tarafından istila edilen Hüyük; pek çok uygarlığın harman olduğu nadir ilçelerimizden biridir.
Anadolu Selçuklu Devleti'nin merkezi Konya, yazlık merkezinin de Beyşehir gölünün batı kıyısındaki Kubad-Abat olması, bölgemizin önemini artıran sebeplerin başında gelir. 1243 yılında İlhanlı askerleri Çobanoğlu Demirtaş komutasında Anadolu'da büyük tahribat yapmışlar, kargaşaya yol açmışlardır.
Bu ortamdan en az zararla kurtulmak için Konya'da oturan Hz. Mevlâna, öğrencilerinden, bölgenin elverişli yerlerinde gizlenmelerini istemiştir. İşte, bu arada Hüyük'ün kurucuları olarak bilinen ve Hüyük'te türbeleri bulunan Şeyh İdris ve Şeyh Bahri'nin bu çerçevede Moğol zulmünden kaçarak Hüyük'e yerleşmişlerdir.
Hüyük, 1210 yıllarında Horasan’dan Konya’ya göç eden Şeyh İdris ve kardeşi Şeyh Bahri tarafından kurulmuştur. Söz konusu şahıslara ait türbeler halen İlçe merkezinde mevcuttur.
Ayrıca bölgenin Yontma Taş Devrinden beri iskana tabi tutulduğu, muhtelif yerlerde bulunan çeşitli tarihi eşyalardan anlaşılmaktadır.
Hüyük ilçesi Akdeniz bölgesinin Göller Yöresinde bulunmaktadır. Konya'nın 85 km. batısında bulunan Hüyük, kuzeyinde Doğanhisar ve Şarkikaraağaç, güneyinde ise Beyşehir ilçeleriyle çevrelenmektedir.İlçenin kuzey ve doğusu Sultan Dağları'nın uzantısı olan ve ortalama yüsekliği 1500-2000 m'lik dağlarla kaplıdır. Batı'da dalgalı arazi bulurken, güney ve güneybatısı Beyşehir Gölü'ne kadar düzlüklerden oluşmaktadır. Akarsu olarak ise, kuzey ve doğudaki dağlık arazinin yağmur sularını Beyşehir Gölü’ne ulaştıran küçük dereler vardır.
Hüyük ,1943 yılında Bucak,1955 yılında Belediye ve 4.7.1987 tarih ve 3392 sayılı Kanunla İlçe olmuş, 18 Ağustos 1988 tarihinde Kaymakamın gelişi ile fiilen İlçelik faaliyetlerine başlamıştır.
Hüyük ilçe merkezi Konya’nın batısında yer almakta olup, mevcut karayolu ile Konya’ya uzaklığı 85 km.dir. Kuzeyinde Doğanhisar ve Şarkikaraağaç, güneyinde Beyşehir İlçesi yer almaktadır. Hüyük’ün kuzey ve doğusu dağlar ile çevrilidir. Kuzeyinde Sultan Dağları yer almaktadır. Batısında Beyşehir Gölü ve güneyinde de engebeli ve yayvan sırtlarla çevrili kuru ziraatın yapıldığı tarım arazileri vardır. İlçenin büyük bir kısmındaki toprak yapısı da aynıdır.
İlçemiz Hüyük, konum itibari ile Akdeniz bölgesinin kuzeyinde ve Göller bölgesinde yer aldığından, iklim olarak Akdeniz ile İç Anadolu iklimi arasında bir özellik göstermektedir. Göller bölgesinin tipik özelliği olarak, yazlar sıcak, kışlar soğuk ve yağışlı geçer.
Yüzölçümü : 483 km2
Nüfusu : 21.495
İlçe merkezi : 5.647
Köyler : 15.848
Rakım : 1235 m.
Derebucak ilçemizin kuruluşu 1200-1300 yılları arasına kadar uzanmaktadır. Önceleri Antalya ile Akseki ilçesine bağlanmış, 1900 yılında Akseki'den ayrılarak Seydişehir İlçemize bağlanmış. 1967 yılında belediye teşkilatı kurularak Beyşehir'e bağlı hale getirilmiştir.
1987 yılında kabul edilen "103 ilçe Kurulması Hakkında Kanun" ile Derebucak ilçe olmuş Ağustos 1998 de fiilen ilçelik hüviyetini kazanmıştır.
Konya İl merkezinin 140 km. batısında yer alan Derebucak; Toros Dağları'nın keşfedilmeyi bekleyen yayla, tepe ve mağaraları ile Konya'nın şirin ilçeleri arasında yer almaktadır.
4 kasaba ve 4 köyü bulunan Derebucak'ta halkın geçim kaynağını halıcılık, av tüfeği imalatı ve hayvancılık oluştururken 1968 yılında itibaren yurt dışına işçi olarak gidişler başlamıştır. Avrupa ülkelerine yapılan işçi sevkiyatı sonucu kooperatifçilik yaygınlaştırılmıştır. Derebucak genelde dağlık bir yapıya sahip olduğundan tarım alanları nüfusa oranla yeterli değildir. İlçede ticari faaliyet genellikle küçük esnaf şeklinde devam etmektedir.
Derebucak'ın toplam alanı 66.000 Hektar olup, ancak bunun 15.000 Hektarı tarım alanıdır. İlçede 2500-3000 dönüm sulanabilir tarım alanı mevcuttur. Sulu tarım yapılan yerlerde patates, domates, fasulye, mısır, soğan gibi ürünler, kuru tarım yapılan alanlarda ise; buğday, arpa ve nohut üretilmektedir. Sebze ve meyve çeşidi olarak, bölgenin ikliminde yetişen her türlü meyve ve sebze yetiştirilmektedir.
Derebucak'ın toprak yapısı genelde kumlu ve kireçlidir. Bölgenin belli başlı akarsularından olan Koca Dere Çamlık Beldesinden doğup Gembos Ovasında bulunan düdende batmaktadır. Bundan başka daha küçük olmakla beraber birkaç dere bulunmaktadır. Dağlar; genellikle selvi, çam, ladin, ardıç gibi iğne yapraklı ağaçlarla kaplıdır.
Mağaralarıyla dikkatleri üzerine çeken Derebucak merkezinde Balat Mağarası ile Çamlık Kasabasındaki Suludere ve Körikini Mağaraları ilginç merkezler arasında sayılabilir. Taşpınar Köyünde bulunan Hitit kabartması bölgedeki yerleşimin Hitit dönemine kadar uzandığını kanıtlamaktadır.
EMİRGAZİ
Yüzölçümü : 829 km2
Nüfusu : 17.301
İlçe merkezi : 10.818
Köyler : 6.483
Rakım : 962 m.
Emirgazi ilçemizin tarihinin Hititlere kadar dayandığı, eski Kışla (Dikilitaş-Yukarıkışla) ve Arısama (Belkaya) da yapılan kazılarda bulunan tabletlerden anlaşılmaktadır. İlçe adını, 2 km. güney doğusundaki "Emrullah Gazi" Türbesinden almıştır. İlçemiz Emirgazi, il merkezine l40 km. mesafede bulunmaktadır. Doğusunda Niğde ili, Güneyinde Ereğli İlçesi, Batısında Karapınar İlçesi ve Kuzeyinde Aksaray İli vardır.
Hititlerden kalma Eski Kışla diye adlandırılan yerleşim merkezi üzerinde bulunan Kale ve Yeraltı şehrinden Romalılar ve Bizanslılar faydalanmışlardır. Rivayetlere göre bu yerleşim merkezindeki ve Bağlıca Köyündeki halk 5 asır kadar önce dağlara bir kısmı Arısama Dağındaki Kale'ye, bir kısmı da şimdiki Emirgazi'nin kurulu olduğu yere yerleşmişlerdir.
Emirgazi’nin yaklaşık 2 km kuzeyinde yer alan ve "Kötü Dağ" ismiyle anılan dağ, üzerinde bir kale mevcut olup, kale ve çevresindeki yerleşim yerlerinde eski zamanlarda yapılan kaçak kazılar sonucu; Hitit, Firigya, Roma ve Bizans Uygarlıklarının daha önce bu yerde yaşadıkları anlaşılmaktadır.
Emirgazi ilçesi İçanadolu'nun en az yağış alan bölgelerinden birisidir. Ayrıca akarsu veya gölet gibi herhangi bir yerüstü su kaynağına sahip değildir. Arazi, bazı bölümlerde engebeli ise de genelde ovalıktır ve bozkırlarla kaplıdır. İlçenin tek ormanlık alanı güney bölümdeki Karacadağ' da bulunan meşeliklerdir.
Emirgazi'de Gezilecek yerler
Kolak Kabartmaları Çomakhacı Köyü, Gölören ve Elmayokuşu mesirelik alanları.
- Çomakhacı Barajı
- Kolak Yaylası
- Koyunkıran dağları
- Tepesidelik Tepesi
- Karahamdi Deresi
- Toluca Anıtı
- Kötü Kale
- Şarışlı Kalesi (Kayasaray)
- Kaya Saray